Proksimal Gelişim Bölgesi (Vygotsky'nin Teorisi)
Proksimal Gelişim Bölgesi (ZPD), Vygotsky'nin bir teorisidir ve bir öğrencinin daha bilgili bir başkasının yardımıyla yapabileceği ancak henüz kendi başına yapamayacağı faaliyetler aralığı olarak tanımlanır. Bilişsel gelişimde sosyal etkileşim ve iskelenin önemini belirtir ve öğrenmenin en etkili olduğu alanın bu alan olduğunu öne sürer.
Proksimal Gelişim Bölgesi, bu süreç aracılığıyla öğretmenlere eğitimde sağlanan katkının hayata geçirilmesidir. Özellikle, öğrencileri zorlukların ne çok kolay ne de çok zor olduğu, ancak tam olarak doğru olduğu seviyeye yönlendirmelerini mümkün kılar. Bu şekilde, hem öğretmenler hem de öğrenciler bir dizi uygun görev aracılığıyla ZPD'den yararlanabilecektir. Buna ek olarak, öğretmenler ZPD temelli görevleri öğrencilerin ihtiyaç duyduğu ek desteği ya da başka bir deyişle iskeleyi vermek için kullanabilir. Sonuç olarak bu, öğretmenlerin öğrencilerin ilerleme kaydetmesini ve ustalık kazanmasını sağlama aracı olacaktır. Buna iyi bir örnek, bir öğretmenin zor bir matematik problemini çözerken öğrenciye yol boyunca, yani adım adım yardımcı olmak için rehberli uygulamayı kullanmasıdır. İlk olarak, öğrenci matematik problemini nasıl yapacağını bilmediği için ona tam destek verir. Daha sonra, öğrenci kendine güvendikçe ve yetkinleştikçe öğretmen desteği azaltır.
İskele kurma Proksimal Gelişim Alanı ile çok yakından ilişkili bir öğretim tekniği olduğu için ilk bahsedilmesi gereken tekniktir. Öğrencilere ZPD'lerinde çalışırken geçici destek sunma sürecidir ve görevi kendi başlarına yapmak için gerekli yeteneklere sahip olduklarında, destek geri çekilir. Örnek vermek gerekirse, bir mentor ilk olarak belirli bir beceriyi gösterebilir, ikinci olarak öğrenciye ipuçları sağlayabilir ve son olarak öğrencinin beceriyi edindikten sonra bağımsız olarak yapmasına izin verebilir, böylece hem daha derin bir anlayış hem de beceri edinimini kolaylaştırabilir.
Proksimal Gelişim Bölgesi, bir dil öğrenme ortamında, dili yeni öğrenen bir kişinin bağımsız olarak belirli bir dilin cümle oluşumuna uyum sağlaması olarak görülebilir. Ancak, bir öğretmen ya da daha ileri düzeydeki bir akran, geri bildirimleri ve dilin doğru kullanımı ile öğrenciyi doğru cümleler kurmaya yönlendirebilir. Bu uygulama sayesinde, öğrenci öğretmenin yardımı olmadan yazabilecek ve konuşabilecek ve zaman içinde ZPD'sindeki büyümeyi gösterecektir.
ZPD, ebeveynler tarafından çocuklarının mevcut yeteneklerini gözlemleyerek ve doğru zorlukları sunarak evde uygulanabilir. Örneğin, bir çocuk okumaya çalışırken, ebeveyn birlikte okuyabilir, sorular sorabilir ve çocuğun anlamasını geliştirmek için hikaye hakkında konuşabilir. Böylece ebeveyn, ZPD'de çocuğa daha fazla özgüven ve öğrenme sevgisi kazandırarak çocuğu tek başına okumaya aşamalı olarak motive edebilir.