Enaktif Yaklaşımlar
Enaktif Yaklaşımlar, idrakin pasif bir gözlemci olmak yerine çevreyle etkileşime girerek gerçekleştiğini söyleyerek idrakte eylemde bulunmanın gerekliliğini vurgular. Bu bakış açısı, algının ve bilginin oluşmasında bedensel deneyimlerin, karşılaşmaların ve özneler ile yaşam alanları arasındaki sürekli değişen bağlantıların önemine ışık tutmaktadır.
Enaktif yaklaşımların ana fikri, bilişin kökeninin bedensel deneyimlerde ve çevreyle etkileşimde yattığı inancıdır. Bu kavram, algı ve eylemin iç içe geçtiği gerçeğini yakalar; örneğin, gerçekliğe dair kavrayışımız tek başına düşünmek yerine aktif katılım yoluyla edinilir. Örnek vermek gerekirse, bisiklet sürmede ustalaşma süreci sadece bilişsel anlayışın değil, aynı zamanda fiziksel uygulama ve duyusal geri bildirimin de bir kombinasyonudur.
Enaktif düşünme biçimi ile geleneksel bilişsel düşünme biçimleri birbirinden farklıdır, çünkü birincisi zihnin bedenden ve çevreden özerk olduğu kavramını kabul etmez. Geleneksel bilişsel teoriler içsel zihinsel işlemlere ve zihinsel temsillere odaklanma eğilimindedir; bunun aksine, enaktif teoriler faillerin çevreyle etkileşimi alanında faaliyet gösterir. Bu nedenle, bilgi kavramındaki atılım, bilginin sadece zihinde olmadığı, daha ziyade birlikte çalışmanın her şeyi daha açık hale getirdiği sosyal öğrenme durumlarında olduğu gibi deneyim yoluyla birlikte yaratıldığıdır.
Çeşitli alanlarda, enaktif eğilimlerin uygulanması, örneğin eğitim, terapi ve robotik gibi hemen hemen her yerde görülmektedir. Eğitimde, enaktif yöntemlere en iyi örnek, uygulamalı öğrenme, keşif ve materyallerin manipülasyonunu içeren stratejilerdir. Terapide, duygusal ve bilişsel iyileşmeyi artırmak için bedenin deneyiminden yararlanan dans terapisi gibi hareket temelli müdahaleler söz konusudur. Robotikte, çevreleriyle etkileşim yoluyla öğrenen ve insan benzeri öğrenme süreçlerini taklit eden robotların tasarımına enaktif şema ilkeleri rehberlik etmektedir.
Yemek pişirme sürecinde, kişi farklı tatları ve bunların nasıl pişirileceğini uygulamalı bir yaklaşımla öğrenir ve bu, enaktif öğrenme yaklaşımının günlük bir örneğidir. Konuyla ilgili bir başka örnek de bir müzisyenin bir enstrüman çalarken yaşadığı senaryodur; bu senaryo müzisyenin sadece müziği okuyarak değil, aynı zamanda fiziksel çalma eylemi, üretilen sesleri duyma ve gerçek zamanlı geri bildirime dayalı olarak tekniğini ayarlama yoluyla da öğrenmesini sağlar.